Mehmet Ali Aydınlar; kim olduğunu, özgeçmişini yazmaya gerek yok. Herhangi bir nedenle bu sayfada bulunan herkes kim olduğunu biliyor. Bilenlerin bir kısmı saygıyla anarken; bir kısmı da isminin yanından negatif ifadeleri eksik etmiyor.
İşin trajikomik tarafı; bahsettiğim iki grubun son 2 günde yer değiştirmiş olması.
Daha açık yazayım.
Mehmet Ali Aydınlar 24 Ağustos 2011 tarihinden önceki 52 gün boyunca bir kesim tarafından;
“Fener’asyon Başkanı,
Aziz Yıldırım’ın adamı,
Şikeyi örtbas edecek,
Bizi Avrupa’ya rezil edecek,
Fener’e ceza vermez,
Neden Aziz Yıldırım’ı ziyaret etti,
Türk futbolunu kaosa sürükleyecek,
Delillere rağmen düşüremiyor,
Fenerbahçe’yi koruyor”
Şeklinde suçlamalara maruz kalırken, 24 Ağustos’tan itibaren diğer kesim tarafından;
“Hükümetin adamı,
Fenerbahçe düşmanı,
Hakkımızı yedi,
Emeğimizi çaldı,
Uefa’dan korkup bizi yaktı,
Hukuk kurallarını çiğniyor,
Yalan söylüyor,
Ülkesinin kulübüne sahip çıkamadı”
Şeklindeki ifadelerle muhatap oluyor.
Yani an itibariyle Türkiye’de; takımı farketmeksizin futbolla kıyısından köşesinden ilgilenip de Aydınlar hakkında olumlu düşünen bir kişi bulmak imkansız diyebiliriz. Evet, ülke futboluna yön verenlerin aldıkları kararlar birilerine yaranmak için değil; adaleti sağlamak için olmalıdır. Ancak Aydınlar son 54 gündeki icraatlarıyla değil herhangi bir kesimi tatmin etmek; tam aksine herkesin tepkisini çekiyor.
Peki Aydınlar’ın en büyük, ve diğer hatalarına sebebiyet veren hatası nedir?
Fenerbahçeli olması mı? Hayır.
Fenerbahçe’yi küme düşürmemesi mi? Hayır.
Nihaî karar için topu yargıya atması mı? Hayır.
Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne göndermemesi mi? Hayır.
Bu saydıklarım kimilerine göre hatadır, maddeler renklere göre değişebilir ancak herkes yukarıdan “Aydınlar’ın hatası budur” diyerek belirli maddeler sayabilir.
Bana göre, Aydınlar’ın en büyük hatası 3 Temmuz 2011 tarihinde yapamadıklarıdır. 30 Haziran Perşembe günü apar topar federasyon başkanı seçilen, ismi yalnızca o tarihten 1 hafta kadar önce ortaya atılan Aydınlar; söz konusu tarihten yalnızca 3 gün sonra Türk futbol tarihinin en büyük bombasını kucağında bulmuştur.
Ve ne yazık ki koltuk sevdasından mıdır, yoksa süreci iyi süzememekten midir bilinmez; 3 Temmuz 2011 tarihinde istifa etmeyerek hem söz konusu süreçteki, hem de belki de kişisel kariyerindeki en büyük hatasını yapmış ve kendisine en büyük zararı vermiştir.
Çünkü Mehmet Ali Aydınlar söz konusu tarihten bugüne kadar geçen 54 gün içerisinde;
Başarılı spor adamı imajını,
Güvenilirliğini,
Başında bulunduğu sağlık kuruluşunun ismini zedelemiş, toplumun rengi fark etmeksizin tüm kesimlerinin tepkisini çekmiş, ve kendisi de muhtemelen fiziksel ve mental olarak üst düzeyde yıpranmıştır.
Tüm bunların da ötesinde, biz Fenerbahçe taraftarlarının gözünde “bitmiş”; ve hayalini kurduğu Fenerbahçe başkanlığı koltuğunu ebediyete kadar kaybetmiştir.
Yazıyı noktalarken şunu da belirtmek isterim ki bu konuda beni düşündüren bir tek şey var. Başarılı bir iş adamı olması ve spora, özellikle de Fenerbahçe’ye katkılarıyla tanıdığımız Mehmet Ali Aydınlar kendi kendine şu soruyu sormuş mudur?
“Bu bombayı benim kucağıma nasıl bıraktılar?”
Saygılarımla..
#sanasozyinebaharlargelecek
http://twitter.com/#!/pikuee
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder