29 Ağustos 2011 Pazartesi

Herkes Önce Kendisine Baksın

3 Temmuz tarihinden bu yana yaşananları hepimiz izliyoruz. Bu konularda futbol camiasının her kesiminden; her taraftar grubundan farklı sesler yükseliyor. Yargısız infaz yapandan tutun da “bekleyelim, görelim” diyerek sakin tavır alanlara kadar her türden tepkiyle karşılaşmak mümkün.



Tüm bu tepkiler içerisinde bana en ilginç gelenleri ise “İbretle İzliyoruz” başlıklı yazımda dile getirmiştim. Sadri Şener özelinde Trabzonspor’u eleştirmiş; ayrıca da Beşiktaş taraftarı olması nedeninden ziyade, spor yazarı demeye dilimin varmadığı Turgay Demir’e seslenmiştim. Ancak müsaadenizle bu yazıda Beşiktaşlı herhangi birine değil; Beşiktaş taraftarının tümüne olmasa da geneline seslenmek istiyorum.



Şike soruşturmasının patlak verdiği günden itibaren; Büyük çoğunluğunuz Fenerbahçe’ye yüklendiniz. İlk günlerde çıkan “Emenike’nin şike parası sayarken çekilmiş videosu var” türündeki haberleri baz alarak; o belirsizlikte “şike” yaptığımız hükmüne vardınız. Hatta olayı daha da abartan Çarşı grubu; resmi sitesi olan forzabesiktas.com'un girişinde Trabzonspor için şampiyonluk kutlaması mesajı dahi yayınladı. Bu hareketin hemen ertesi gününde Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener’in gözaltına alınmasıyla birlikte sitedeki görseli apar topar kaldırarak ne kadar komik bir duruma düştüklerini hepimiz hatırlıyoruz.

 
Bu olaydan yalnız 2 gün sonra; soruşturmaya Beşiktaş da dahil oldu; hem de kıyısından köşesinden de değil; direkt olarak teknik direktörü Tayfur Havutçu ve asbaşkanı Serdal Adalı’nın gözaltına alınmasıyla. Ardından da söz konusu 2 ismin tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildiğini biliyoruz.



Bu noktaya kadar Fenerbahçe’ye yüklenen; bize henüz iddiaların güvenilirliği net değilken “şikeci” yakıştırması yapan Beşiktaş taraftarının; bu son gelişmeyle birlikte Serdal Adalı’ya; özellikle de Fenerbahçe taraftarlarının büyük çoğunluğunun dahi neredeyse Aziz Yıldırım kadar savunduğu Tayfur Havutçu’ya sahip çıkması bekleniyordu. Neticede biri asbaşkanları, diğeri de yeteneklerinden çok beyefendiliğiyle tanınan eski futbolcuları&yeni teknik direktörleri Tayfur Havutçu’ydu. En azından isnat edilen suçlar ispat edilene kadar camiaları, taraftarları tarafından savunulacaklarına kimsenin şüphesi yoktu.


Peki bu beklentilere rağmen Beşiktaş taraftarı ne yaptı? Önce forzabesiktas.com’dan söz konusu isimlere “masum olduğunuza inanıyoruz ancak aklanın da gelin” diyerek seslendi. Ardından Beşiktaş J.K yönetimi; şike iddialarının muhatabı olan karşılaşmayla kazandıkları Türkiye Kupası’nı aklanana kadar iade edeceklerini açıkladı. Ve bu hareket; başta Beşiktaş taraftarları olmak üzere Fenerbahçe aleyhtarı kesim tarafından takdirle karşılandı. Beşiktaş’ı örnek almamız gerektiğini söyleyenler nedense; “Kupayı iade ettikten sonra kupanın kendilerine sağladığı haklardan, Avrupa Ligi’nden de feragat edecekler mi?” şeklindeki soruyu kendilerine hiç sormadılar.



Fenerbahçe taraftarları olarak biz; “Suçluysak cezamızı çekmek istiyoruz; önce adalet” dediğimiz halde Beşiktaş taraftarı bunu görmeyerek; basının belden aşağı haberlerine, savcının çelişkili tavırlarına verdiğimiz tepkileri “şikecileri savunuyorlar” söylemiyle eleştirdi. Fenerbahçe taraftarı tepkilerini sadece sosyal medyada, bilgisayar başında değil; sokaklardaki, meydanlardaki, cezaevi önlerindeki eylemleriyle; Fenerium’lara akın etmesiyle de hayata geçirdi. Buna karşılık Beşiktaş taraftarı ise sustu, izledi ve zaman zaman forumlarında yaptığı özeleştirilerde “Aziz Yıldırım’ın gönderdiği mektubun fotokopisini satsalar bizi geçerler” ifadesini kullanarak durumun kendi açısından vahametini ortaya koydu. (Halen haber1903 isimli sitede söz konusu ifadeler mevcuttur)



Tabi ki Beşiktaş taraftarının bu tutumu; kendi teknik direktörüne, yöneticisine sahip çıkmaması beni ilgilendiren bir durum değil. Nihayetinde ben, Fenerbahçeli’yim ve Beşiktaşlı’lardan bu olaylara tepki göstermelerini beklemem saçma. Bütün bunları yazarken aslında tek bir şeye dikkat çekmek istedim.



Şimdi tümüne olmasa da Beşiktaş taraftarının geneline sesleniyorum. Yazdıklarımın ötesinde sizin de çok iyi bildiğiniz gibi söz konusu “Şike” soruşturmasında öyle veya böyle sizin de isminiz geçiyor. Yöneticinizi, stadınızın güvenlik müdürünü geçtim ancak teknik direktörünüz cezaevinde. Yani, bize yüklenmekten daha önemli sıkıntılarınız mevcut.


Buna rağmen; halen kendinize bakmadan bize “şikeci” diyerek yüklenmeniz cahillik; bizim, başkanımızı ve yöneticilerimizi savunmamızı eleştirmeniz ise komiktir. “Fenerbahçe şike yaptı” diyen Beşiktaş taraftarı önce Tayfur Havutçu’nun neden cezaevinde olduğunu; 2004’teki Çaykur Rizespor maçının da içinde bulunduğu dönemi; 2006’da Yıldırım Demirören’in Adnan Polat’la Papermoon’da yediği yemekten sonra mekânın önünde verdiği demeci ve Cumhuriyet gazetesinin vakt-i zamanında neden “Beşiktaş Sahaya Şeref’siz Çıktı” şeklinde bir manşet attığını düşünecek; eğer bunlardan vakit bulabilirse bize saldıracak. Rahmetli Kazım Kanat’ın 2004’teki olaylardan duyduğu utancı belirttiği yazıdan da biraz örnek alacak.



Sonuç olarak; biz Fenerbahçeli’ler, Beşiktaş taraftarından kendi insanlarına bizim gibi sahip çıkmalarını beklemiyoruz. Bunu yapmamaları tamamen kendi ayıplarıdır, ve bizi zerre alâkadar etmez. Ancak kendi camialarını savunamadıkları gibi; bizim camiamıza laf atmalarını da acizlik olarak görüyor ve diyoruz ki;



Artık yeter; önce kendinize bakın, kendi vicdanlarınızı aklayın; öyle gelin.



Saygılarmla..



#sanasozyinebaharlargelecek


http://twitter.com/#!/pikuee

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder