22 Ekim 2011 Cumartesi

Bırakın Dağınık Kalsın

Hakem hataları, futbolun doğal sorunu, en insanî yanlarından biri. Michael Platini de böyle düşünenlerden. Bu nedenle özellikle uluslararası karşılaşmalardaki kritik hakem hatalarından sonra gündeme gelen "çipli top" teknolojisine de sıcak bakmıyor. Futbolun mekanikleşeceğinden, doğasının bozulabileceğinden endişe ediyor. Futbolun, saha içi yöneticileri de dahil insana ait bir oyun olması gerektiğini savunuyor. Hatasıyla, yanlışıyla.

Ancak işin bir de öbür tarafı var.

FIFA tarafından futbolcuların özellikle gol sonrası hareketlerine çizilen sınırlar nedeniyle, insanî faktörler zaten minimuma düşmüş durumda. Bildiğiniz gibi golden sonra formasını çıkartan; gol coşkusunu tribündeki taraftarlarıyla kucaklaşarak paylaşan futbolcu sarı kart görüyor. Formasının altına giydiği tişörte kendisinin, eşinin ve kızının fotoğrafını bastıran Semih Şentürk; attığı golden sonra bu tişörtü göstermesi nedeniyle sarı kart görebiliyor kurallar gereği.

Bir tarafta; Eylül 2007'de İstanbul'da, Çırağan Sarayı'nda yapılan UEFA yönetim kurulu toplantısında "Hakemlik insanî düzeyde kalmalı" diyen Platini; diğer tarafta da getirdiği kurallarla futbolcuları mekanikleşmeye iten FIFA. Ve bu çelişkiyi dibine kadar yaşayan taraftarlar, yani bizler.

FIFA ve UEFA'nın bu konudaki çatışmasının çok ötesinde, UEFA'nın kendi içinde yaşadığı bir çelişki aslında konumuz. Ve bu çelişkiyi çok ağır, çok acı bir olay gözler önüne seriyor.  

Terör mağduru bir ülke; en az 24 Şehidi, 74 milyon yaralısı. Terör, kan ve alabildiğine gözyaşı. Ve tüm bunların gölgesinde oynanması gereken bir futbol karşılaşması; Dinamo Kiev - Beşiktaş maçı.


İzin istiyor Beşiktaş UEFA'dan; protesto hakkı için. Çok da fazla bir şey değil; kollarda siyah bant ve maç öncesi terörü lanetleyen bir pankart. Verilmiyor izin. Bir ülkenin, kalleşçe saldırılarla hayatından olan gencecik insanlarını Avrupa'nın önünde anmasına, bu kalleşliği yapanları lanetlemesine izin verilmiyor. Neticede Beşiktaş, tepkisini karşılaşmaya siyah formayla çıkarak gösteriyor.

"Çipli top"a, video teknolojisine futbolun "insanî" yönü zarar görmesin diye sıcak bakmayan Platini'nin UEFA'sı; en insancıl tepkileri çok görüyor. Hakem hatalarını her ne kadar en aza indirgemeye çalışsa da oyunun doğal akışı içerisinde kabul eden UEFA; futbolcuların da insan olduğunu unutuyor.

Futbol endüstriyelleşiyor, sevinçler kısıtlanıyor, tepkiler engelleniyor. Oluk gibi akan paralar, ve saçma sapan kurallar. Sadece 4-4-2'den ziyade bir "tutku" olarak görülen futbol; taktik tahtalarına hapsedilmek isteniyor. Ve biz her ne kadar "Futbol, sadece futbol değildir" diye diretsek de; futbol, sadece futbol olarak kalmaya zorlanıyor.  

Kitleleri peşinden sürükler futbol, ve özgürlüğün en güzel halidir. Futbol sahaları siyasi arenaya dönsün demiyoruz; ama bırakın isyanlarımızı haykıralım. Rakip tahrik edilsin ya da forma altından reklam yapılsın demiyoruz; ama bırakın sevinçlerimizi doya doya yaşayalım. Bu kadar müdahale yersiz, bu kadar sınır gereksiz. Biraz serbest bırakın;

Bırakın, dağınık kalsın.


Onur İNAL  

#sanasozyinebaharlargelecek

http://twitter.com/#!/pikuee

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder