2 Kasım 2011 Çarşamba

Mutlu Yıllar Büyük Başkan!

Bir farkla geldin; ve biz çok sevdik seni. Her halinle, sevincinle, öfkenle. Kimse anlamadı bizi bizden başka; diğerlerine göre sen ortalığı germekten başka bir şey yapmıyordun çünkü. Neden seviyorduk ki seni? Kızdığımız da oldu gerçi zaman zaman, protestolarımız da ama;

 



Unuttuk mu sandın verdiğin emekleri? Aileni ihmal etme pahasına harcadığın vakti, sağlığından olma riskine karşı sarf ettiğin enerjiyi?

Unuttuk mu sandın Dereağzı'ndaki minik kürek takımına sabahın 5'inde yaptığın ziyareti; o çocukların umutlarını yeşertmeni?

Unuttuk mu sandın Saracoğlu'nun inşaatında sabahlamalarını, bizi ele güne muhtaç etmemeni, devlete dahi ezdirmemeni?

Selçuk Dereli'yi unuttuk mu sandın, mahkemelik olacağını bile bile sevdanın sana söylettiklerini?

Peki o meşhur motivasyon konuşmanı hani, hangimizin tüyleri diken diken olmadı ki?
 

Ve 3 Temmuz, ne söylesek o kara gün için? Hangi yazıya sığar, nasıl tarif edilir ki geceden siyah bir günde gidişin? Peki ya bir sezonluk emeklerimizin heba edilişi; seni seçimle deviremeyenlerin, hesaplarını alın teri üzerinden görmesi..

Biz alışkındık aslında; çünkü ne zaman Fenerbahçe herhangi bir sezonun 2. yarısını önde götürse hep parayla, şikeyle. Kendi kadro kalitesizliklerini sorgulamayanların da; bölgesindeki seçmene yaranmak isteyen siyasetçilerin de en büyük hedefiydi Fenerbahçe. Ama aldırma; hatta 1 sene fazladan dışarıda gezdin işte. Son hafta şampiyonluğu kaybetmemizle bir anda temizlenen lig; tam 1 sene sonra kirlendi sayende. Üretilmemiş otomobilleri; rakip futbolcuların henüz doğmamış kız kardeşlerine gönderdiğin için hem de.

  
Şimdi sen Metris'tesin ya; sanıyorlar ki unutacağız. Oysa ki her maçtan önce mabedi sulatan, ekinlerin yemyeşil kalmasını sağlayan sen değil misin? "Bari İçeride Rahat Dur" dedik, duramadın biliyoruz. Sen değil misin futbolcuları kaçarcasına gitmiş, haftalarca sakatlıklarla boğuşan bu kadroyu liderliğe taşıyan, eli kolu rakiplerimizin rakiplerine kadar uzanan?

Biz seni unutmadık ama; unutturmak isteyenler de var. Sana küfür eden ucuz kitle haricinde; içimizde seni kara kaşına kara gözüne sevdiğimizi zannedenler var misâl. Aziz'in çocukları diyenler, başkanın yalakası diyenler. Senden sağladığımız şahsi menfaatlerimiz varmış gibi; aldığın ihalelerden bize pay verdiğini zannedenler var. Geçmişteki gerginliklerin hesabını zor zamanlarda sormaya kalkışan; bizleri içten içe bölen..

Seni eskiden protesto edip şu süreçte destekleyen "adam gibi" Fenerbahçeli'ler de var ama. Savaş baltalarını gömen; günün birlik günü olduğunu idrak eden. Senin işadamı olarak değil; "Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı" sıfatıyla orada olduğunun bilincinde; seni reddetmenin "şike" suçlamasını kabullenmekle eşdeğer olduğunun farkında olanlar da var.

Velhasıl kelâm biz; ne senin "Fenerbahçe temizdir" deyişini unuttuk; ne de örtülü ödeneklerden nemalanıp da bize çamur atanları. Ne "şike" denince 20 yıldır akıllara gelen maçı unuttuk; ne de senden nefret edenler görmezden gelse de Fenerbahçe ve Türk sporuna yaptığın katkıları. Başkalarının küme düştüğü amatör branşlarda Fenerbahçe'yi taşıdığın noktayı, senelerce verdiğin "Spor kulübü nasıl yönetilir" başlıklı dersleri, vergi borçları silinen kulüplerin aksine bizi getirdiğin ekonomik seviyeyi, ve daha nicelerini..

Unutmadık, unutmayacağız. Her şeyin farkındayız, sonuna kadar yanındayız.


Sen doğum gününde yanımızda olamasan da; bizler ruhumuzla oradayız.

Mutlu Yıllar Büyük Başkan!


 

Onur İNAL

#sanasozyinebaharlargelecek

http://twitter.com/#!/pikuee

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder