Çok sevdik seni Diego, her şeye rağmen.
"Her şeye rağmen" dememiz de öyle laf olsun diye değil, az mı kızdık sana?
Az mı ceza aldın,
Az mı yalnız bıraktın takımı sahada?
Hırsını sevdik ama biz, savaşmanı, sahada rakip ayrımı yapmamanı.
"Adam" gibi mücadeleni sevdik biz senin, ruhunu, agresifliğini.
Her yaz döneminde bir gözünün İtalya'da olmasını da görmezden geldik,
"Sahada her şeyini veriyor" dedik, destekledik.
Bir gözünün İtalya'da olmasını da geçtin bir ara, hatırlar mısın?
Sözleşmen bitti, topladın eşyalarını,
Avrupa turnesine çıktın,
İtalya kazan, sen kepçe. Kendine kulüp aradın.
Böyle ifade etmek istemezdim ama, işin gerçeği şu ki;
Parada anlaşamadın.
Döndün, geldin. Çubuklu'yu yeniden giydin.
İzahı yoktu aslında, yine de "profesyoneldir" dedik,
Ne sevgimizi, ne desteğimizi eksik ettik.
"Sevgi" işte, her şeyin üstünü örter ya hani,
Yalan dolan yok, inkâr yok, fazlasıyla biliyorsun da.
Biz seni çok sevdik, fazlasıyla da belli ettik.
Örttü her şeyin üstünü, bir yere kadar..
Buradan sonrası, tamamen beni bağlar.
Çünkü biliyorum, çoğunuzla aynı fikirde değiliz.
Ama kızmayın, benim de nedenlerim var.
"Lugano dönecek" haberlerinin çıktığı şu günlerde heyecansızım nedense.
Gittin ya hani PSG'e, aldığın paradan haberim yok, bakmadım bile.
Ve keşke "para" yüzünden gitseydin, zerre kızmazdım belki.
Hem dedim ya, fazla "profesyonel" oluşunu ben de sorun etmedim zaten.
Öyle ya, futbol kariyeri bir gün bitecek, sonrası da var.
Mevzu bir yerde geleceği kurtarmak.
Ama o 3 Temmuz sabahı var ya, içimizi acıtan..
Ve o sabahtan bu yana,
Bir şeylerin savaşını verirken biz sürekli,
Bu sezon saha içine önem vermezken,
Kazanılan puanları sadece prestij olarak değerlendirirken,
Seni de görmek isterdik Alex'in, Emre'nin, Volkan'ın, Gökhan'ın yanında..
Sorun biraz da gidiş tarihinde, ama 3 Temmuz meselesi değil tam olarak.
Ki sen de buradaydın, "Mutluyum, gitmeyeceğim" diyordun.
Şampiyonlar Ligi hakkımızın gasp edilişine kadar.
Yani 2 ihtimal var bu durumda,
Ya Şampiyonlar Ligi'nden men edildiğimiz için gittin,
Ya da o tarihe kadar bizi hoş tutmak için yalan söyledin.
İkinci seçenek transfer dönemindeki klasik tavrındı, alışkınız.
Ama birincisi "Gemiyi terketmek"tir,
Sitemlerimiz de en çok bu yüzdendir.
Hiçbir şeyle suçlayamayız seni,
Taraftar ol da diyemezdik, amatörce sevmek bizim işimiz neticede.
Ama işin gerçeği şu ki, biz seni savaşçı kimliğin için sevdik.
"Gel, bizimle yürü, biber gazı ye" demesek de,
Sahadaki dik duruşunu bekledik, açıkçası biraz da özledik,
Her neyse..
Şimdi dönersen eğer, havaalanında karşılayacaklar yine seni,
Tezahuratlarla alanı doldurmuş binlerce kişi,
Sevildiğini zaten biliyordun da, o manzarayı görünce ne geçecek aklından?
Seni omuzlara aldıklarında, boynuna sarı-lâci atkıyı taktıklarında.
Belki de uçaktan atkın boynunda ineceksin,
Peki o an ne hissedeceksin?
Mutlu olacağın kesin, göreceğin ilgiye çok sevineceksin.
Peki bir an bile olsa "ayıp etmişim" diyecek misin?
"Bu kadar taptılar bana, hayal kırıklığa uğrattım hepsini"
Olanı biteni bir daha düşünüp sorgulayacak mısın kendini?
Karanlık günler de bitmedi hem, ya daha da karışırsa ortalık?
Bu sefer hesapsız, pazarlıksız "Buradayım, gitmiyorum" diyebilecek misin?
Ya da gelmeden önce kaç milyon avrodan açacaksın kapıyı?
Müjdat Yetkiner olmanı beklemedik senden,
Ama eğer dönersen, aklıma Luciano gelir.
Sezon başı sakatlandığında,
6 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandığında,
Yatarak para kazanmak yerine sözleşmesini feshettiren,
Halen sevinçlerimize, hüzünlerimize ortak olan Luciano gelir.
Alex'in dik duruşu gelir.
"Gideceğim" dediğinde Brezilya'nın karışacağını o da bilir,
Talipleri de var, teklifler de üstelik.
Aklıma her gün verdiği adamlık dersleri gelir.
Münferit bir taraftarım ben, kimseyi bağlamaz söylediklerim.
Ve biliyorum ki dönmeni istiyor çoğunluk.
Ama Diego, nedenlerimi de saydım,
Bırakalım, tadında kalsın.
Santos gelsin, Niang gelsin
Normal futbolcu bunlar bize göre, gözümüzde efsaneleştirmedik,
Mümkünse Emenike gelsin, adamın ayağına henüz top değmemişti üstelik.
Hatta "Güiza bile gelsin" diyeceğim ama yok artık,
O kadar da değil.
Onun yerine 2 ay antrenman yaptıralım, devre arası forvete Luciano gelsin.
Demem odur ki Diego, gelirsen seni ancak arma'dan ötürü destekleyeceğim.
Renklerden ötürü seveceğim, formanın hatırına alkışlayacağım..
İçim kabullenmeyecek seni,
3 Temmuz'dan bu yana olup bitenleri nasıl unutmayacaksam,
Nasıl gittiğini de unutmayacağım.
"Tota" diyorduk, sahadaki ruhlarımızdandın,
Bu kadar sevgiye rağmen gittin,
Sadece Diego Lugano'sun artık benim için.
İşini yapan, bize bir dönem emek vermiş profesyonel bir futbolcusun sadece,
Sao Paulo'dan geldin,
4 sene Fenerbahçe'de forma giyip Paris Saint Germen'e gittin,
He bir de Uruguay Milli Takımı kaptanısın,
Ama asla bir Luciano değilsin..
Onur İNAL
#sanasozyinebaharlargelecek
https://twitter.com/#!/pikuee
Luciano degil olamaz da;ama ben bu PSG'ye satılma olayında yönetimin parmağı olduğunu düşünüyorum!
YanıtlaSilömer temelli twitter'da "biz göndermedik, sözleşmesindeki maddeyi kullanarak kendi gitti" yazmıştı. yalansa bilemem tabi..
YanıtlaSil