2 Ocak 2012 Pazartesi

Oldum RengâRengâRenk..

Taraftar olmak, bir kulübe bağlanmak güzel şeydir. Aidiyet hissi, varlığınla verdiğin desteğin hazzı tarifsizdir. Ama dedik ya işte; “bir” kulübe bağlanmaktır aslolan. Misal arkadaşım, sen. Kimsin, nesin bilmem. Tek bildiğim bu ülkede geniş bir kitleye yayıldığın, ve “gerçek” taraftarların senden duyduğu rahatsızlıktır. Ve tutarsız hareketlerindir bunun en büyük nedeni.



Çünkü;

Sıcacık evinde, üzerinde siyah-beyaz eşofmanların varken, yöneticisi olduğun taraftar portalının girişinde Trabzonspor’a kutlama mesajı yayınlayan da sensin, takımınla maç yapmaya gelen Trabzonsporlu futbolculara “Lütfen bizi yenin” diyen de.

Takımının Galatasaray’la yapacağı maçtan 3 hafta önce “Umarım Galatasaray şampiyon olur” şeklinde demeç veren yöneticine destek veren de sensin; Galatasaray şampiyon olduktan sonra Florya’daki kutlamalara giden de.

Tüm bunları pişkinlikle yaparsın; ardından siyah-beyaz kaşkolu boynuna dolarsın. Tribünde “Beşiktaş’ım oley” diye bağırırken zerre utanmazsın.

Yalnız değilsin tabi ki, türevlerin de var. En yakın örnek de şike iddianamesinde adı geçen Trabzonspor’un taraftar yürüyüşüne katılan Galatasaraylı’lar. Sivasspor maçı için teklif edilen 300 bin doları “üfürükçü içindi” şeklinde açıklayıp “Temiz futbol” yürüyüşü yapanlar hani, ve destekçileri. “Saldır Galatasaray” asıl bu zamanlarda anlam kazanır onlar için; ki Galatasaray’ın kazanmasından ziyade, Fenerbahçe’nin kaybetmesidir nihaî hedefleri.

En önemlisi de, takdire şayandır cahillikleri. En basitinden sorsan; “Arkadaşım, madem iddianame ortada, neden basına dağıtılan kopyasında eksik sayfalar var, ek klasörler neden eksik” Şeklinde bir soru, mavi ekran verir. Tarif edemezsin yüzünde oluşacak rengi. Fenerbahçe lehindeki bölümlerin makaslandığından haberdar mıdır, bilinmez. Ancak cevap niyetine muhtemelen “gizlilik” der. Gizliliği bilir; ancak işine gelmeyen bir kavram olan masumiyet karinesini bilmez. Herhangi birinin aleyhinde kamuoyu oluşturma tekniğinin en büyük malzemesidir; sorgulama eksikliğinden ötürü. Ve Fenerbahçe düşmanlığıdır en belirgin özelliği, ne anlatsan fayda etmez.

Temiz futbol isteyen, kendi takımını adam gibi destekleyenler bir yana; diğerlerine önerilerim var, naçizane.



Hem Beşiktaş’ı, hem de Bursaspor’u tutup Trabzonspor’a sempati duyanlar; “re re re, ra ra ra” diyen Trabzonsporlu’lar; üstünde sarı-kırmızı forma, boynunda siyah-beyaz kaşkol varken Trabzonspor taraftarıyla birlik olup yürüyeduranlar;

Birleşin, kurun kendi takımınızı. Kirletmeyin daha fazla kulüplerinizin adını. Öyle de yetiyoruz size nasılsa, böyle de. En azından desteklediğiniz tek kulüp olsun sizin de. “Bukalemungücü” olsun kulübün adı, amblem zaten belli. Sizin gibi olsun formalarınız, gökkuşağı kıvamında, rengârenk. Ve hazır biz sizi veteriner hekim Niyazi Gül’e havale etmişken, O’nu da kulüp doktoru yapın, gitsin.

En güzeli de, senede 6 kere yenilip kahrolacağınıza, 2 kere yenilin Fenerbahçe’ye; işkence çabuk bitsin.

Onur İNAL
#sanasozyinebaharlargelecek


1 yorum: