198, 199, 200, 201..
Uzayıp gidecek belki de..
Ne zaman bitecek peki her geceyi ertesi güne bağlayan saatte göğsümüzün sol tarafına attığımız çentikler? Ne zaman gelecek o hep coşkuyla haykırdığımız güzel, güneşli günler?
Eminim ki farklı görüşler vardır bu konuda; ancak çoğunluğun cevabı “Aziz Yıldırım cezaevinden çıkınca” ise işin rengi biraz değişir. Hayır, hayır. Aziz Yıldırım muhalifi falan değilim, hiç olmadım. “Aziz Yıldırım’ı bu süreçte ayrı tutmalıyız” diyenlerden hiç değilim, aksine. Nasıl O'nu Fenerbahçe’nin üzerinde görmüyorsam, Fenerbahçe’den ayrı da tutmuyorum. Ayrı tutmadığım için gün sayımını ona endekslemiyorum. Ayrı tutmadığım için Aziz Yıldırım özgürlüğüne kavuştuğunda içinde bulunduğumuz savaşın bitmeyeceğini düşünüyorum.
Özgürlük kavramını küçümsemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Fenerbahçe yöneticisi ünvanıyla olsun ya da olmasın, “suçsuz” herkesin özgürlüğüne kavuşması taraftarıyım. Er ya da geç cezaevinden çıktığında yöneticilerimiz, hep birlikte kutlayacağız, yeri göğü inletecek sevincimiz. Tedirgin olduğum tek konu, sürece yönelik tepkilerimizin azalması, hatta her şeyin biteceğini zannetmemiz.
Bitmeyecek bu kabus, bitmeyecek kötü günler, ancak gerçek şu ki; güçleneceğiz. Sahada, masada, medyada, sokaklarda ve meydanlarda daha güçlü bir Fenerbahçe olacak, biraz da düzelecek ruh halimiz.
Ancak beklediğimiz tahliyeler geldiğinde oluşabilecek en ufak bir konsantrasyon bozukluğu dağıtır bizi. Hasret bitecek, kutlayacağız ve olaya daha fazla endekslenmiş olacağız. Saha diliyle konuşursak o maçın sevincini kısa süreli yaşayıp önümüzdeki maça bakacağız.
Olası tahliyeler, unutturmayacak bize olan biteni;
Unutmayacağız meydanı boş bulanları, tutuklamalardan sonra peyda olan ekran delikanlılarını.
Unutmayacağız değişmesine karşı olduğumuz madde üzerinden isim vermeyerek de olsa bize sallayanları.
Unutmayacağız atılan manşetleri, yapılan haberleri,
Lugano’yu, Santos’u, Niang’ı ve özellikle de Emenike’yi.
Ve bütün bunların hesabını daha güçlü şekilde soracağız.
Çünkü Aziz Yıldırım’ın cezaevinden çıkması sürecin son bulması demek değil, yola güçlenerek devam etmektir.
Çünkü asıl savaşımız Aziz Yıldırım’ı Aziz Yıldırım yapan Fenerbahçe’dir.
İsnat edilen suçlar, iddianame’deki çelişkiler ve federasyonun tavrı ortada, en büyük isteğimiz aklanmak, suçluysak da cezamızı en ağır şekilde çekmektir.
Fenerbahçe aklanana kadar bitmez bu süreç, bitmez 201’den devam ederek sayacağımız günler.
Çünkü halen iple dolaşıyoruz boynumuzda;
İpi koparmak da, kendi sandalyemizi tekmelemek de bizim elimizdedir.
Onur İNAL
#sanasozyinebaharlargelecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder