9 Şubat 2012 Perşembe

Farketmez

Malumunuz, Federasyon Başkanlığı sıcak konusu gündemin. 27 Şubat'taki seçimli olağan genel kurula kadar ne gibi gelişmeler yaşanacağı merakla bekleniyor spor kamuoyu tarafından. Ortalıkta bir kısım isimler dolaşıyor; talip olanların dışında önerilenler de var bu görev için.

Fakat kendi adıma, bir Fenerbahçe taraftarı olarak zerre umurumda değil bu durum. Çünkü öyle bir döneme geldik ki 3 Temmuz'dan bu yana; ne Mehmet Ali Aydınlar'ın istifası, ne de HSYK'nın savcı Mehmet Berk hakkında inceleme başlatması fikirlerimde bir değişikliğe yol açmadı. Neticede kişileri değil, sistemi sorgulamamız gereken bir süreç yaşıyoruz. Mehmet Ali Aydınlar'ın yaptıklarından, yapmadıklarından, yapamadıklarından ve neden gittiğinden ziyade soruşturmadan 4 gün önce nasıl getirildiğidir aslolan, ve kimler tarafından.



O nedenle, sürecin başından bu yana federasyonu karar alamamakla; çözümü sürekli ötelemekle eleştirdikleri halde 26 Ocak'ta "Federasyon yönetimi istifa ederse "kurgu" bozulur." diyenler, Aydınlar'ın istifası sonrası futbolun kaosa sürükleneceğini düşünenler üzülmesin; kurgu falan bozulmaz. 3 Temmuz öncesi Aydınlar'ı apar topar o koltuğa oturtup bombayı kucağına koyan sistemin yöneticileri o koltuğu sahipsiz bırakmaz.

Ve şu anda kurguyu bozabilecek olan tek isim, Fenerbahçe taraftarlarının da desteğiyle Aziz Yıldırım'dır. Mahkemede  iddiaları çürütmek, sisteme karşı da galip gelmektir bir nevi. Suçluluğumuz halinde nasıl kimseden af dilemiyorsak; savunmamızın iddiaları karşılaması durumunda da ülkede bizi cezalandırabilecek herhangi bir kurum bulunmadığı aşikâr. Yani farketmez, başkan ha UEFA Genel Sekretesi Gianni Infantino'nun iş ortağı ve eski Trabzonspor yöneticisi İbrahim Hacıosmanoğlu olmuş, ha Ulusoy, ha Mehmet Atalay, ha yeniden Aydınlar.



Bir tek Yıldırım Demirören'i tenzih ederim. Başkanlık için adı geçtiğinden bu yana Beşiktaş taraftarı kurtulma ümidiyle tetikte. Diğerlerinden ayrı tutmamın nedeni de şudur ki; ihalesi muhtemelen TFF'na kalacak olan CAS'a açtığımız 45 milyon avroluk davayı kazanmamız halinde parayı alma sürecimiz fazla uzamaz. Beşiktaş'ı kendisine borçlandırdığı gibi, kaynak sıkıntısı halinde yine cebinden verir Demirören.

Lâkin unutmayın ki; Demirören'in parası da kimsede kalmaz. En kötü ihtimalle Ankara'daki binayı oğlunun, İstinye'dekini de yengenin üzerine yapmadan; başkanlığı hayatta bırakmaz.


Onur İNAL
#sanasozyinebaharlargelecek

https://twitter.com/#!/pikuee

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder