20 Eylül 2011, hangimiz unutabiliriz ki?
O coşkuyu, binlerce kadının yanına çocuklarını da alarak saatlerce kuyrukta beklemesini, zor günlerde sevdasının peşine düşmesini, ve tüm bunları sadece 1 günde organize olarak gerçekleştirmesini hangi kelimelerle anlatabiliriz ki?
Evet, itiraf etmek gerekirse hepimiz olayın "geyik" kısmında da bulunduk. Başta "kısır" ve "ofsayt" olmak üzere tüm "hatunsal" muhabbetlere girdik. Ancak hepsi bir yere kadardı, çünkü yaşadığımız gurur, tüm bunların ötesine geçti.
Dünya medyasında yayınlanan haberler nedeniyle iştahlanan Ajax da yaptığı başvuru neticesinde 19 Ocak'taki cezalı olduğu AZ Alkmaar karşılaşmasını sadece kadın ve çocuk taraftarlar önünde oynadı. Cnn'den La Gazzetta Dello Sport'a kadar her yerde Fenerbahçe'nin kadınları anlatıldı, herkes hayranlıkla izledi.
Ve belki de en güzel yorum Globo Esporte'den geldi; "Dünyanın en güzel cezası Saracoğlu'nda yaşandı."
18 Şubat 2012; bir kere daha yaşayacağız bu gururu, bu görüntüleri. 2 bin civarı sayıyı zor toplayanların "Manisa maçında hava sıcaktı, hem tezahurat da yapamadınız" bahanelerine inat; Hatun-ül Fenerbahçe buz gibi havada, karda kışta yeniden tıklım tıklım dolduracak Mabed'i.
Tribün ahengi normal maçlardaki gibi olmasa da düşünmeyin hiç bu muhabbetleri. Senkronizasyon güzeldir, tezahurat iyidir ama yine de kasmayın kendinizi.
Çünkü asıl olay, tribün müdavimi olmaktan ziyade futbolla hiç ilgilenmediği halde orada bulunmaktır Fenerbahçe sevgisi nedeniyle.
Olay, "akşam yemeğini dışarıdan söyle, ben maça gidiyorum" demesidir bir kadının Mahmut Abi'ye.
Olay, 8 aydır boynunda iple dolaşan bir camiada cinsiyet kavramının çoktan aşıldığını bir kere daha anlatmaktır ele güne.
Hiçbir mecburiyeti yokken üst düzeyde destek vermektir zor günlerde.
18 Şubat, tüm "cemaat"lere inat destekteyiz yine cümbür cemaat.
Kaldırımda erkekler, Mabed'de Hatun-ül Fenerbahçe!
Onur İNAL
#sanasozyinebaharlargelecek
https://twitter.com/#!/pikuee
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder