23 Eylül 2011 Cuma

Sivriservi'yi Bitiren Sisteme Neden Güvenelim?

Hakan Sivriservi; spor akademisi mezunu, eğitimci. Aynı zamanda Eskişehir bölgesi eski süper lig hakemlerinden; hatırlayanlar bilir.



6 Şubat 2010 tarihinde oynanan ve 0-0 eşitlikle sona eren Kayserispor – Galatasaray karşılaşmasının ardından geceye AKP’li Kayseri Belediye Başkanı ve Kayserispor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki’nin öfke dolu demeci damgasını vuruyor. Karşılaşmanın hakemi Tolga Özkalfa’yı oldukça ağır bir dille eleştiren Özhaseki’nin özellikle; “Önceki yıllarda Fenerbahçe maçında birisi hakkımızı yedi, düdüğünü astırdık” şeklindeki sözleri dikkat çekiyor.



Tarih 5 Nisan 2008; yer Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı. Fenerbahçe ile Kayserispor arasındaki mücadelenin son dakikaları, skor tabelasında 1-1’lik eşitlik göze çarpıyor. 90. dakikaya girildiğinde orta hakem Hakan Sivriservi’nin işaretiyle birlikte 4. hakem duraklama dakikalarını gösteren tabelayı kaldırıyor. O dakikalarda Hakan Sivriservi bilmiyor ancak; tabelada görülen “5” rakamıyla aslında kendi sonunu hazırlıyor. Fenerbahçe; oyuna sonradan giren Semih Şentürk’ün 90+5. dakikada attığı golle karşılaşmadan 2-1’lik galibiyetle ayrılıyor ve bu durum Hakan Sivriservi için sonun başlangıcı değil, adeta sonun ta kendisi oluyor.



Hakan Sivriservi’ye o tarihten sonra geçerli bir sebep göstermeksizin herhangi bir karşılaşmada görev verilmiyor. Sivriservi, resmen yok sayılıyor.



Aradan yaklaşık 2 sene geçiyor; 6 Şubat 2010 tarihinde Mehmet Özhaseki’nin öfke dolu demecinden 6 gün sonra; 12 Şubat 2010 tarihinde Hakan Sivriservi düzenlediği basın toplantısıyla birlikte hakemlik yaşantısını noktaladığını açıklıyor ve ekliyor; “Özhaseki’nin bahsettiği hakem bendim.”



Yani açıkça anlaşıldığı üzere; Mehmet Özhaseki, Hakan Sivriservi’nin kariyerini bitiren kişidir. Ancak burada asıl sorulması gereken; bunu hangi ünvanla gerçekleştirdiğidir. Kayserispor Onursal Başkanı olarak Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde mi; yoksa Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak mensubu olduğu partinin olanaklarıyla mı?



İlk seçeneği değerlendirirsek; Kayserispor’un sportif açıdan lige kattığı değer ortada. Ancak mevcut sistemde bir hakemin kariyerini bitirecek derecede bir etkiye sahipler mi? Doğrudur ya da yanlıştır, işin o kısmında değilim ancak Fenerbahçe kalibresinde bir takımın yıllarca Selçuk Dereli’yi bitiremediği bir ligde; Kayserispor’un etkisi ne derece olabilir? Sizce Mehmet Özhaseki’nin siyasî kimliğinden tamamen soyutlanarak olaya bu derece müdahale etmesi mümkün müdür?



İkinci seçenek ise aynı zamanda iktidar partisinin belediye başkanı ünvanı taşıyan Özhaseki’nin konuya siyasî olanaklarıyla müdahale etmesi. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan 2 sene boyunca konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmaması; Sivriservi’nin meslekten ihraç edilmeyerek tabiri yerindeyse “süründürülmesi”; Özhaseki’nin şubat 2010’daki Galatasaray maçından sonra verdiği özgüven dolu demeç de adeta bunu doğrular nitelikte.



Şimdi; ben üzerinden bu kadar zaman geçmiş bir olayı neden hatırlatma gereği duydum? Biz; şike soruşturması sürecinde “Olaya hükümetin büyük ölçüde müdahalesi var” dediğimizde bizi uydurmakla, çamur atmakla, hedef saptırmakla itham edenler; Anti Fenerbahçe kimlikleri vicdan muhasebelerinin önüne geçenler; yazının geri kalanı sizler için.



Faruk Özak dedik; dinlemediniz. Wikileaks dedik, anlamadınız. Amerika Birleşik Devletleri’nin dahi kendisi hakkında yayınladığı belgeleri inkâr edemeyip özür dilemek zorunda kaldığı Wikileaks’i sakız markası zannedip bilgisizliğinizle birlikte nefret dolu yorumlar yaptınız. Mevcut hükümetle ilişkisi belgelerle kanıtlanmış olan Trabzonspor kulübü başkanının yurt dışı yasağının kaldırılmasını; Trabzonspor’un temizliğine yordunuz.



Şimdi soruyorum; bir belediye başkanı için bir hakemin kariyerini bitirenlerin; illegal olarak ilişkide oldukları kanıtlanan bir kulübe ayrıcalık gösterdiklerini savunmamızın neresi mantıksız?



Fenerbahçe tarafı tüm savunmasına rağmen “Suçluysak, cezamızı çekeriz” dediği halde aynı davadan yargılanan Sadri Şener neye dayanarak “Kupamızı verin” diyebiliyor; kendisinin bu rahatlığı nereden geliyor?



Ve rica ediyorum biri bana anlatsın; ben bir taraftar olarak bu kadar çarpık ilişkinin mevcut olduğu bir sistemin atadığı yargı mensuplarına nasıl, neden güveneyim?



Onur İNAL



#sanasozyinebaharlargelecek




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder