15 Mart 2011 Salı

Alex'in Çıkması & Selçuk'un Girmesi..

Bu yazının amacı körü körüne Aykut Kocaman savunuculuğu yapmak vs. değildir. Medyamızdaki, manşetlerimizdeki iki yüzlülüğü ve taraftara devamlı pompalanan nefreti ön plana çıkarmak istiyorum elim yettiğince.

Malumunuz hepimiz skor yazarlığından şikayetçiyiz. Eğer İstanbul'un büyük diye tabir edilen takımları yenilmişlerse teknik patronları mutlaka hatalıdır. Özellikle dikkat çekmek istediğim şey; yani skor yazarlığı kavramını en iyi anlamamızı sağlayacak olay hemen hemen her maçta Fenerbahçe takımında aynı bölgede, aynı dakikalarda ve aynı oyuncular kullanılarak yapılan ya da yapılmayan değişikliktir. Hangi bölgeden ve kimlerden bahsettiğim de âşikar..

Örnekler üzerinden gidelim; maçlar ve skorlar tamamen hayal mahsulüdür. Yanlış anlaşılma olmasın.

1) Fenerbahçe - Manisaspor: 1-0 Fenerbahçe üstünlüğü ile giden maçta dakika 70 civarı Alex oyundan alınır ve yerine Selçuk Şahin girer; göbek üçlenir; Niang ileride tek kalır. Şimdi bu dakikadan sonra maçın seyri;

a) Fenerbahçe kalan dakikalarda skoru korur(belki bir gol daha bulur) ve maçı kazanır.

b) Fenerbahçe kalan dakikalarda skoru koruyamaz; berabere kalır ya da maçı kaybeder.
Şimdi geldik asıl önemli noktaya. Ertesi gün gazetelerin spor sayfalarındaki maç haberinde yazılacak cümleler oynanan oyuna değil o iki seçenekten birine; yani skora bağlıdır. Kırılma noktası da elbette ki Alex-Selçuk değişikliğidir. 

Şimdi hangi seçenekte neler olur hep birlikte bakalım.

a) Fenerbahçe baştan sona üstün götürdüğü karşılaşmayı 1-0 kazandı. Aykut kocaman 72. dakikada yorulan Alex'in yerine Selçuk'u sahaya sürerek orta alanı güçlendirdi ve skoru koruyarak istediğini aldı. Başarılı teknik adamın bu hamlesi galibiyette önemli rol oynadı. (Yani maçı Aykut Kocaman kazandırmıştır)

b) Fenerbahçe ile Manisaspor arasında oynanan müsabakanın 2. yarısına Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman'ın teknik hataları damgasını vurdu. Fenerbahçe'nin 1-0 öne geçtiği karşılaşmanın 72. dakikasında Alex'i çıkarıp yerine Selçuk'u oyuna alan Kocaman; takımını geriye yaslayarak adeta intihar etti. bıdı bıdı bıdı bıdı.. (Ve bu, sene başında Avrupa'dan elenmekten tutun da ligde geçmiş haftalarda yaşanan kayıplara kadar gider; Aykut Kocaman'la bu işin olmayacağı iyice vurgulanır)

Şimdi 2. örneğimize geçelim;

2) Kayserispor - Fenerbahçe: Fenerbahçe yine tek farkla öndedir; 1-2 değişiklik yapılır ancak Alex'lik bir durum yoktur; göbek üçlenmez. Önümüzde yine 2 seçenek vardır;

a) Fenerbahçe kalan dakikalarda skoru korur(belki bir gol daha bulur) ve maçı kazanır.

b) Fenerbahçe kalan dakikalarda skoru koruyamaz; berabere kalır ya da maçı kaybeder.

Yani o hemen hemen her hafta polemik konusu yapılan değişiklik yapılmamıştır. Gerçekleşen seçeneğe göre yine gazetelere bir göz atıyoruz.

a) Bu seçeneğin gerçekleşmesi durumunda bir sorun yoktur. Alex galibiyette başrol oynamıştır; Aykut Kocaman yerinde değişiklikler yapmıştır.

b) Fenerbahçe kan kaybetmeye; Aykut Kocaman ise kenardan izlemeye devam ediyor. Yanlış oyuncu tercihleri; zamanında yapmadığı müdahaleler ve 60'tan sonra pili biten Alex'e 90 dakika tahammül etmesi artık çanların Kocaman için çalmaya başlamasına neden oldu. bıdı bıdı bıdı bıdı..

Şimdi ben bütün bunları niye yazdım? Bu yazı sadece Fenerbahçe'yi kapsayan bir yazı mı? İlk bakışta öyle; ancak Galatasaray ve Beşiktaş için de aynı olmasa da benzer durumlar geçerli. Hagi ve Schuster de aslında kazansalardı övülecekleri hamleler yapıp tutmayınca eleştiri oklarının hedefi oluyorlar; olacaklardır da. 

Okumadıysanız bir göz atın; yazmıştım. Barcelona'yı getirip bu 3 takımdan birinin formasını giydirin; medyamız maksimum 3 ayda Real Madrid'in yapamadığını yapar ve o mucizevi oyun sistemini çökertir. http://my.sporx.com/blog.php?action=read&id=1626

Ben kendi adıma aynı renge gönül verdiğim taraftar arkadaşlara birkaç kelâm ederek noktalayayım bu yazıyı. 

Aykut Kocaman'ı yetersiz bulabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, sevmeye de bilirsiniz. Ancak bunu kendi fikirlerinizle, kendi görüşlerinizle yapın. Sırf medyada böyle yorumlandı diye Selçuk-Alex değişikliği yüzünden hocaya vurmayın ki medyanın istediği de budur. Ligin ilk yarısında 1-1 biten Beşiktaş maçının 2. yarısında Schuster Aurelio'yu çıkardığında Stoch'u oyuna alıp orta sahası zayıflayan Beşiktaş'a yüklenmediği için ne eleştiriler yaptık ben de dahil. O maç kazanılsaydı yukarıdaki örneklerde olduğu gibi Aykut Hoca Cristian hamlesiyle kahraman olacaktı. Aklınızda bile yokken yoktan yere hocayı suçlu ilân etmelerine zemin hazırlamayın; zokayı yutmayın. Çünkü aynı gazete bir hafta sonra kazandığımızda o değişiklikle Aykut Kocaman'ı kral yapacaktır; unutmayın.

Ve son bir şey; Ankaragücü maçında Sapara; Bucaspor maçında da Manucho 3'er 4'er kişiyi çalımlayıp gol atarken/attırırken kademeye girip yatarak müdahale etmesi gereken Aykut Hoca değildir; bunların da lütfen farkına varın.

Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder