16 Mart 2011 Çarşamba

Çünkü Biz..

Medical Park Antalyaspor – Fenerbahçe maçının 2. yarısını izleyebildim sadece. Yolda olduğum için ilk yarıda radyoyla yetindim. Eve geldim; maçı izlemek için kahveye gittim. Kahvede kaldığım süre altı üstü 45 dakika. Ve bu sürede senelerdir bu tip ortamlarda değişmeyen şeyi bir kere daha anladım. Fenerbahçe taraftarının tepkileri.

Ülkemizde toplu olarak maç izlenen çoğu yerde benzer tepkilerin verildiğini düşünerek yaptığım genelleme üzerine de üç beş satır karalamak istedim haliyle.

Farkettim ki;

Bu ülkede Emre Belözoğlu sahada her maç kendini yırttığı halde onu hala kabullenememiş Fenerbahçeli var.

Bu ülkede hala yenilgi alınan herhangi bir maçı Selçuk Şahin’in 5. dakikada yaptığı top kaybına bağlayan Fenerbahçeli var.

Bu ülkede hala “Mehmet Topuz bir hata yapsa da bassam kalayı” diye pusuda bekleyen Fenerbahçeli var.

Bu ülkede hala Semih’in bir işe yaramadığını düşünen ve buna rağmen futboldan anladığını iddia eden Fenerbahçeli var.

Bu ülkede hala maç 5-0 olmuşken gol kaçıran futbolcuya ana avrat söven Fenerbahçeli var.

Bu ülkede hala herhangi bir nedenden ötürü Alex’e küfür etmekten utanmayan; sürekli Alex’in koşmadığından dem vuran; işin daha da vahim kısmı yaşlandığı için koşamadığı tezini öne süre Fenerbahçeli var.

Anlayacağınız var oğlu var. Her tipten, her çeşitten insan var. Nasıl toplumda farklı fikirler varsa; taraftar kitlelerinde de var. Yani olması gerektiği gibi. Şimdi diyebilirsiniz ki “Sana ne kardeşim adamın kahvede verdiği tepkiden, ettiği küfürden? Takıma ne zararı var?” He işte o zaman ben de derim ki “Tribündeki taraftar gökten inmiyor. Oradakilerin en az yarısı yukarıda saydığım kitlenin toplamı. Geri kalanı da biraz sen, biraz ben, biraz o.”

Oradakiler bizleriz. Zamanında 0-3’lük yenilgiden maç kazandıran da bizlerdik. Ancak son yıllarda kötü giden bir maçta takımı daha kötü hale getirenler de bizleriz. Tahammülsüzlüğümüz arttıkça tepkilerimiz de arttı. Peki ben nereden vardım bu kanıya?

Çünkü biz; rakip takım 4-5 kişiyle pres yaptığında dahi geri pas yapıldığında bunu korkaklık olarak algılayıp anında yoğun tepki gösteren bir kitleyiz.

Çünkü biz; beceriksizliğini bir yana bırakıp da insanî yönden bakmamız gerekirse Güiza’yı ağlatan bir kitleyiz.

Çünkü biz; 3 farkla öndeyken hatasından gol yediğimiz Bilica’yı ıslıklayan bir kitleyiz.

Çünkü biz; hata yapan futbolcuyu ıslıkladığımızda zaten bozuk olan moralini iyice sıfıra indirip hata yapmayacağı bile varsa bu yüzden rakibe bir asist daha yapabileceğini akıl edemeyiz.

Çünkü biz; takım kötü durumdayken elde ettiğimiz protesto hakkını kullanmak için doğru zaman olan maç sonunu bekleyemeyiz; maçın ortasında kelle isteriz.

Çünkü biz; son yıllarda eskisi gibi maç kazandırmak yerine takım kötüyken daha da batırmayı sever olduk nedense.

“Hep destek tam destek” diye bir slogan çıkarmışızdır ancak yenilen ilk golde unuturuz. Deniz Barış’ı sağ açıkta oynatan Daum’a tepki göstermek yerine sağ açıkta oynayamayan Deniz’e küfür ederiz. Ruhsuz futbolculara; mücadele edilmemesine tepki göstermekte tabi ki haklıyız ama diyorum ya; maçın sonunda doya doya protesto etmek yerine maçın ortasında köstek olmaya başlarız. Alkmaar maçında Alex’i yuhalamışlığımız vardır bizim; var mı ötesi?

İşin en ilginç kısmı da Aziz Yıldırım bize müşteri muamelesi yaptığı için kızarız; ancak stada gider gitmez de müşteri gibi davranırız. Çünkü bastırmışızdır parayı; sanki bilet fiyatını futbolcular belirlemiş gibi onlara kızarız, karşılık bekleriz.

Çünkü biz; Fenerbahçeliyiz.. Bir zamanlar maç kazandırırdık; ancak maalesef son yıllarda ayrı cinsiz..

Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder