15 Mart 2011 Salı

Tatar Ramos!..

Tekme..

Tokat..

İtiş-kakış..

Merak etmeyin; "Sahalarda görmek istemediğimiz türden hareketler bunlar" klişesini yazmak derdinde değilim. Ben bugün becerebilirsem Ramos'un o maçta neyi temsil ettiğini yazacağım..

El Clasico'nun sonucu malumunuz; Barcelona artık işin suyunu iyiden iyiye çıkardı. Geçmiş yıllardaki 2-6 biten maçın aksine bu sefer pek fazla top da göstermedi Real'e. Uzun lafın kısası Barcelona resmen çaresiz bıraktı Real Madrid'i. İşte doğru kelimeyi buldum sanırım. "Çaresiz"

Sergio Ramos'un maç sonu ortalığı nasıl birbirine kattığını tekrar tekrar izledik. Peki Ramos basit bir faulden sonra üzerine gelenlere sinirlendi de mi Puyol'u yere yıktı sanıyorsunuz? Ramos kastî yapmadığını ifade etmiş. Doğrudur; niyeti sakatlamak olmayabilir. Kimseyi böyle bir suçla itham edemem kesin olarak inanmadan. Ancak ben "O hareket topaydı; yanlışlıkla tekme attı" da diyemem.

Gözünüzde canlandırın şimdi. Maç sonu gelmek üzere; skor 5-0. Her şey bitmiş, paramparça olmuş resmen. Ve Messi'nin maç başından beri yaptığı gibi top ayağında kopup gitmesi; ardından Ramos'un takibi ve müdahalesi. Arkadan geldiği halde ayağını önünde duran topa vuracakmış gibi kaldırıp tekmeyi direkt olarak bacağa sallaması.. Barca'lıların ve hakemin olay yerine koşması ve durun. O anda Ramos'un yüzüne dikkat edin; ifadesiz. Donuk. O donuk ifadeyle önce Puyol'u yere yıkması; ardından hakem kırmızıyı çıkardığı anda sırtını dönüp devam etmesi. Sahadan çıkarken çizgide Xavi'nin suratına yaptığı müdahale.

Kare kare aklımda. Sergio'nun onları yaparken ne kavga amacı var; ne olay çıkarma. Çünkü o ne olursa olsun Sergio o an o sahadan bir an önce ayrılma derdinde. Barca'nın bitmek bilmeyen işkencesinden bir an önce kurtulma; daha büyüğünü çıkarma pahasına mevcut rezaletten kaçma derdinde. Ve eminim ki Messi'ye tekme atmadan önce "Başlarım sizin oynayacağınız topa ulan!" demiştir. Hatta Türk olsa muhtemelen Puyol'u yüzünden iterken Ramos'un dudaklarından "Yürü git lan" cümlesinin çıktığını okuyabilirdik. Xavi'yle kapışırken de "Hadi lan oradan" derdi mesela. Çünkü olan olmuş; umurunda değil hiçbir şey.

Sakın ola ki Ramos'u haklı bulduğumu veya desteklediğimi zannetmeyin bu yazdıklarımdan. Kastettiğim şey tam olarak şu; hani Real Madrid "çaresiz" kaldı ya o maçta; işte Ramos tek başına Real Madrid'in o "çaresiz" halinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Onun yaptıklarına bakmak Real Madrid'in halini, bitmişliğini, pes etmişliğini, artık hiçbir şeyi umursamayacak bir noktaya gelmişliğini görmek için yeterlidir.

Benim için maç sonu olaylarının anlamı budur; sürç-i lisan ettiysem affola.

Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder